Fenerbahçe Spor Kulübü, 1907 yılında Ziya Songülen, Ayetullah Bey, Necip Okaner, Asaf Beşpınar ve Enver Yetiker tarafından İstanbul‘un Kadıköy ilçesi, Moda semtinde kurulan spor kulübü.[1][2] İlk renkleri sarı-beyaz olup, 1908 yılından itibaren, kurucuları tarafından sarı lacivert olarak değiştirilmiştir. Fenerbahçe, 1924 yılından beri düzenlenen Türkiye Ligi şampiyonalarında toplamda 28 şampiyonluk ile en çok şampiyon olan Türk futbol takımıdır. Türkiye’nin en eski, başarılı ve en çok taraftara sahip kulüplerinden biri olan Fenerbahçe’nin etkin şubeleri futbol, basketbol, voleybol, atletizm, boks, espor, kürek, masa tenisi, yelken ve yüzmedir.
Fenerbahçe Futbol Takımı, Türk futbol tarihinin ilk uluslararası başarısı olan Balkan Kupası‘nı (1966-67) kazanmıştır. UEFA Kupa Galipleri Kupası‘nda (1963-64) çeyrek final oynamış, 2008 yılında ise UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline kadar yükselmiştir. Ayrıca 2012-13 sezonunda UEFA Avrupa Ligi‘nde yarı finale çıkmıştır. 28 kez Türkiye futbol şampiyonu olarak (19 Süper Lig, 6 Millî Küme, 3 Türkiye Futbol Şampiyonası) Türk futbol tarihinde en çok millî şampiyonluk yaşamış futbol takımıdır.[3][4][5] U-15 takımı 2011 yılında Avrupa şampiyonu olmuştur. A takımı iç saha maçlarını 2007 yılında yenilenmesi tamamlanan Şükrü Saracoğlu Stadyumu‘nda oynamaktadır.
Erkek Basketbol Takımı; FIBA EuroChallenge‘de 2005 yılında Final Four oynamış; EuroLeague‘de 2007-08 sezonunda çeyrek finale, 2014-15 sezonunda ilk kez Final Four‘a ulaşmıştır. 2015-16 sezonunda ise EuroLeague’de final oynamış ve Avrupa ikincisi olmuştur. 2016-17 sezonunda EuroLeague kupasını kazanan ilk Türk takımı olarak tarihe geçmiştir.[6] Beş kez arka arkaya Final Four’a (2015, 2016, 2017, 2018, 2019) kalarak da Türk basketbolunda bir rekor elde etmiştir.
Kadın Basketbol Takımı; EuroLeague‘de 2022-23 ve 2023-24 sezonlarında şampiyon oldu. Aynı kupayı 2016-17 EuroLeague sezonunda Erkek Basketbol takımı ile kazanan Fenerbahçe Spor Kulübü; Avrupa basketbolunun en üst düzey liginde hem erkeklerde hem de kadınlarda şampiyon olan ilk ve tek spor kulübü oldu. Kadın Basketbol Takımı ayrıca; 2022-23 sezonunda EuroCup şampiyonu ASVEL Féminin’i yenip; Fiba Super Cup‘ta şampiyon olmuş ve bu kupayı kazanan ilk ve tek Türk Kadın Basketbol Takımı olmuştur. Sarı Kanaryalar ayrıca, EuroLeague Women‘de 2013, 2014, 2017 ve 2022’de final oynarken, 2016 ve 2021’de üçüncü, 2012 ve 2015’te ise dördüncü oldular. Sarı-lacivertliler ayrıca 2004 ve 2005 yıllarında EuroCup Kadınlar‘da Dörtlü Final’e ulaşıp, 2005 yılında final oynadılar. Türkiye’de ise ulusal düzeyde 47 şampiyonlukla (18 Süper Lig, 3 Türkiye Şampiyonası, 14 Türkiye Kupası ve 12 Cumhurbaşkanlığı Kupası) halen en başarılı takım konumuna sahiptir.
Erkek Voleybol Takımı, 2013-14 sezonunda Avrupa CEV Challenge Kupası, 2009 ve 2013 yıllarında ise iki kez Balkan şampiyonu oldu. Sarı Kanaryalar ayrıca Avrupa Top Teams Kupası‘nda 2004-05 sezonunda çeyrek final oynadı, 2008-09 CEV Şampiyonlar Ligi‘nde gruptan çıkan ilk Türk takımı oldu. Sarı-lacivertliler Türkiye’de ise 5 Türkiye Ligi, 4 Türkiye Kupası ve 4 Süper Kupa şampiyonluğuna ulaştılar.
Kadın Voleybol Takımı 2009’da CEV Kadınlar Kupası‘nda üçüncü olmuş, 2009-10 ve 2010-11 sezonlarında Şampiyonlar Ligi‘nde Dörtlü Final’e kalmış, sırasıyla Avrupa ikinciliği ve üçüncülüğü kazanmıştır. Takım, 2010 yılında Katar‘da yapılan Kadınlar Dünya Şampiyonası‘nda yenilgisiz Dünya Şampiyonu olmuş ve tarihi bir başarı elde etmiştir.[7] 2011-12 sezonunda ise Fenerbahçe iki sezondur kıl payı kaçırdığı Avrupa Şampiyonluğu ünvanına ulaşmıştır.[8] 2012-13 sezonunda bu kez Avrupa şampiyonu ünvanıyla davet edildiği Dünya Kulüpler arası Voleybol Şampiyonası’nda üçüncü olmuştur. Sarı-lacivertliler aynı sezon CEV Kupası’nda final oynayarak ikinciliğe ulaşmışlardır. 29 Mart 2014’te erkeklerde CEV Challenge Kupası şampiyonu, kadınlarda CEV Kupası şampiyonu olmuştur. Böylece voleybol şubesi, aynı gün içinde hem erkeklerde hem kadınlarda Avrupa kupası kazanarak spor tarihine geçmiştir.[9][10] Türkiye’de bunu başaran ilk ve tek takım olan Fenerbahçe, Avrupa’da da bu şerefe erişmiş sayılı birkaç kulüpten biri olmuştur.
Fenerbahçe atletizmde takımlar düzeyinde, 21 kez Avrupa Şampiyonu olmuş, bunun haricinde de çeşitli dereceler almıştır. Erkek Atletizm Takımı A takımlar düzeyinde 1993 ve 2009 yıllarında B Grubu, 1999 yılında C Grubu’nda şampiyon olmuş, 1992, 1995, 1996 ve 2019’da ise ikinciliğe ulaşmıştır. Genç erkek takımı 2013, 2014, 2017 ve 2019’da Avrupa şampiyonu, 2010, 2011, 2015 ve 2016’da ise Avrupa ikincisi olmuştur. Genç erkek kros takımı ise üç yıl üst üste Avrupa şampiyonluğunu (2009, 2010 ve 2011), 2012 ve 2018’de Avrupa üçüncülüğünü, 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017’de ise Avrupa ikinciliğini kazanmıştır. Kadın Atletizm Takımı 1997 yılında C Grubu’nda, 1998 yılında B Grubu’nda ve 2015’te A Grubu’nda Avrupa ikincisi, 2016’da ise A Grubu’nda Avrupa üçüncüsü olmuştur. Genç kadın atletizm takımı 2010, 2012, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında Avrupa şampiyonluğuna, 2011 ve 2013 yıllarında ise Avrupa ikinciliğine ulaşmıştır. Genç kadın kros takımı 2015, 2018 ve 2019 yıllarında Avrupa şampiyonluğuna, 2016 ve 2017’de Avrupa ikinciliğine ve 2009’da Avrupa üçüncülüğüne ulaşmıştır.
Yüzme takımı da Avrupa’da başarılı olmuş ve bu branşta 2004 ve 2005 yıllarında iki kez Avrupa şampiyonu olmuştur.[11]
Boks şubesi sporcuları, çeşitli kategorilerde Avrupa ve Dünya şampiyonu ünvanlarını kazanmışlardır. Takım olarak ise 1999 yılında Ukrayna‘nın Lviv kentinde düzenlenen Avrupa Şampiyonlar Kupası’nda ikinciliğe ulaşmıştır.
Fenerbahçe Erkek Masa Tenisi Takımı Avrupa ETTU Kupası‘nda 2007-08 sezonunda final oynamıştır. Kadın takımı ise ETTU Kupası‘nda 2011-12 ve 2012-13 sezonlarında üst üste iki kez şampiyon olmuştur.[12][13] 2013-14 sezonunda Avrupa Şampiyonlar Ligi‘nde final oynamış, 2014-15 sezonu Şampiyonlar Ligi’nde ise tek bir maçta bile yenilmeden kupayı kazanarak Avrupa şampiyonu olan ilk ve tek Türk takımı olarak tarihe geçmiştir.[14][15] Aynı zamanda o sezon kazanılabilen bütün kupaları kazanmıştır.
2010-11 sezonunda 5 ana branşın 5’inde de (Futbol Erkek, Basketbol Erkek, Basketbol Kadın, Voleybol Erkek, Voleybol Kadın) şampiyon olmuştur ve Türkiye’de bu başarıyı gösteren ilk ve tek kulüptür. Ayrıca bunun dışında kalan şubelerinden de şampiyonluklar almış ve tarihinin en şaşalı dönemlerinden birini yaşamıştır.
Tarihçe
1907-1923
Takvim yaprakları 1907 yılını göstermekteyken II. Abdülhamit devrinin son günleri yaşanmaktadır. Saltanatının son zamanlarını yaşayan II. Abdülhamit’in rejimi her alanda etkisini yitirmeye başlamıştır. Bu azalma futbola da yansımış, artık Türk gençleri de futbol oynamaya başlamıştır. Kulübün ilk temelleri; Ayasofya Camii baş vaizi Abdurrahman Hulusi Efendi’nin oğlu ve Saint Joseph Lisesi‘nde beyaz sarığıyla derslere giren edebiyat muallimi Enver Yetiker Bey’in telkinleriyle; yolu yine bu okuldan geçmiş olan öğrenciler ve Kadıköy‘ün gençleriyle birlikte 1906 yazında atılmıştır.[16] 1903 yılında Saint-Joseph Fransız Lisesi‘nden mezun olan Nurizade Ziya Bey, İngiltere’ye yüksek tahsil için gitmiş, burada oynanan futbol sporuyla tanışmış ve Payitaht‘a dönüşünde, mezunu olduğu lisenin edebiyat muallimi Enver Yetiker‘e bir futbol takımı kurma fikrini paylaşmıştır.[17] Enver Bey, yıllar sonra bir mecmuaya verdiği mülakatta, içinde bulunulan istibdai dönemle birlikte, kulübün kuruluş öyküsü hakkında şu dizelerle bilgi vermiştir; “Rolüm, istibdat içinde kıvranan gençlere hürriyet sevgisi aşılamaktı ve futbol toplantıları bu iş için en uygun zamanlardı”[18] Sultan II. Abdülhamit’in rejimi, 1907 yılına doğru etkisini yitirmeye başlayınca, bu durumdan yararlanan Kadıköylü gençlerden, Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa‘ların ve Londra Sefareti Başkatibi Mehmed Nuri Bey‘in torunu Ziya Bey ile Harekât Ordusu Feriki Şevki Paşa’nın oğlu Ayetullah Bey ve ünlü edebiyatçı Samipaşazade Sezai Bey‘in yeğeni Necip (Okaner) Bey, Necip Bey’in Kadıköy, Moda Beşbıyık Sokak’ta bulunan 3 numaralı evinde yaptıkları görüşme neticesinde, 1 senedir arzuladıkları futbol takımının tamamen fiiliyata geçmesi hakkında kimi kararlar almışlardır. Görüşmeler sonucunda maddi destek sağlayan devrin zenginlerinden Saint-Joseph Lisesi mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey‘e kulübün kurucu başkanlığı, Osmanlı Bankası memurlarından, Saint-Joseph Lisesi mezunu Ayetullah Bey‘e katiplik görevi, Bahriye Mektebi‘nden henüz yeni mezun olmuş Necip Bey‘e de kaptanlık ve veznedarlık görevi verilmiştir.[2][19] Yine görüşmede varılan fikir birliği ile de; kuracakları kulübün adını oturdukları semtten esinlenerek Fenerbahçe yapılması, armalarının Fenerbahçe Burnu‘ndaki ışık saçan Fener‘den (Fenerbahçe Feneri), formalarındaki renkleri ise Fener Bahçe‘sindeki papatyaların “kıskançlık” ve “temizlik” sembolü olan renklerinden, yani sarı ile beyazdan oluşması kararlaştırılmıştır.Kulübün kadrosu ağırlıklı olarak Saint-Joseph Lisesi ve Kadıköy semtindeki gençlerden oluşturulmuştur. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet‘in ilanı ile tanınan dernek kurma serbestliği İstanbul‘da birçok Türk kulübünün kurulmasına vesile olmuştur.[20] Kulüp sayısındaki artış İstanbul’da yeni bir ligin kurulması ihtiyacını doğurmuş, bu nedenle de o dönemlerde ülkede resmi tatil günü olan Cuma günleri oynanacak bir lig olan, Cuma Ligi adıyla yeni bir lig kurulmuştur.
Kulüp kuruluşunda Sarı-Beyaz olan renklerini 1909 sonbaharında Sarı-Laciverde çevirmiştir. 1908-09 sezonuyla birlikte de İstanbul Futbol Ligi‘ne katılmıştır. Fenerbahçe – Galatasaray kulüpleri arasındaki ezeli rekabet[21] ilk kez 17 Ocak 1909 tarihinde oynanan İstanbul Futbol Ligi müsabakası ile başlamıştır. Bu tarihten itibaren de o zamanlardaki İstanbul futbolundaki şampiyonluklar genellikle bu iki Türk takımı arasında paylaşılmıştır. Fenerbahçe Kulübü’nün ilk arması Fenerbahçe Burnu‘ndaki ışık saçan beyaz deniz feneri, renkleri ise sarı ile beyaz olmuştur.[2] Ancak kulüp yöneticileri, bunu tatminkâr bulmadıklarından ve içinde bulundukları monarşi rejimini tehdit edici sayılacağı endişesi ile kısa zamanda bu armayı iptal etmiştir. 1915 yılında futbolcu Solaçık Hikmet‘in çizdiği arma herkesin beğenisini kazanmış ve kabul edilmiştir.
1910 yılında Kuşdili Kulübü’nün kulüp bünyesine katılımıyla Fenerbahçe kürek, avcılık, kriket ve tenis sporlarına sahip olmuştur.
Kadrosunu gençlerle güçlendiren bu Fenerbahçe 1911-12 sezonunda hiç yenilmeden şampiyon olmuştur. Bu şampiyonluğun en önemli yanı ise, Fenerbahçe’nin bu şampiyonluğu ile İngiliz ve Rum takımlarının şampiyonluklarının tamamen sona erdirmesi ve bu tarihten itibaren de Türk futbolunda şampiyonlukların artık Türk takımlarının olmasıdır. Bu şampiyonluk, kulübün itibarını bir anda yükseltmiş, imkânlarını arttırmıştır. Altıyol’da bir kulüp lokali kiralanmış, lokalin açılışı ile üye sayısı çoğalmıştır. Bu arada futbol dışında diğer spor dallarında da faaliyet gösterilmesine başlandığından, aynı yıl Fenerbahçe Futbol Kulübü adı, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne dönüştürülmüştür. Kulübün kuruluş günü olarak Gazi Mustafa Kemal Paşa‘nın kulübü ziyaret tarihi (3 Mayıs 1918) olan 3 Mayıs kabul edilir.
Kuruluş amacı
Kulübün amacı, kuruluş tüzüğünün 2. ve 3. maddelerinde şu şekilde belirtilmiştir:[22]
Kulübün takip ettiği amaç: Memlekette bedenî ve fikrî terbiyenin yayılmasını sağlamak. Vatan gençlerini vatanın korunmasına, zorluklara ve askerî seferberliklere hazırlamaktır. Kulüp, özellikle askerî beden eğitimlerinin yapılması, millî oyunların yaygınlaştırılması ve disiplinli bir hâlde geliştirilmesiyle uğraşacak. Kaybolan tecrübelerin kazanılmasına uygun amatör şubeler kurulması ve açılmasına çalışacaktır.
I. Dünya savaşı
I. Dünya Savaşı‘nın başlamasıyla birlikte genç nüfus silah altına alınmaya başlanmıştır. İngiliz takımları İstanbul‘da yaptığı maçları bırakmıştır. 1914-15 yılında Fenerbahçe ve Galatasaray arasında çıkan anlaşmazlıktan dolayı lig, iki ayrı küme hâlinde oynanmıştır. İstanbul Ligi şampiyonluğunu kazanan Fenerbahçe ile İstanbul Futbol Birliği Ligi’nde birinci olan Galatasaray takımları, gerçek İstanbul şampiyonunun belirlenmesi amacıyla 11 Şubat 1916 günü İttihatspor sahasında (bugünkü Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu) karşılaşmışlardır. Muzaffer’in golüne karşılık Said Selahaddin‘in 2, Galip Kulaksızoğlu‘nun da 1 golüyle ezeli rakibini 3-1 yenmeyi başaran Fenerbahçe, hem 1914-15 sezonu şampiyonluğunu hem de İngiltere‘den özel olarak getirtilen ve 10 yılın sonunda en çok şampiyon olacak takıma verilecek olan tarihi şildi kazanmıştır.[23]
Fenerbahçe, Çanakkale Savaşları boyunca birçok oyuncusunu kaybetmiştir. Kulüp, 3 Mayıs 1918 tarihinde Mustafa Kemal Paşa tarafından ziyaret edilmiştir. O tarihlerde Yıldırım Ordular Grubu Kumandanı olan Mustafa Kemal Paşa, kulübün Kuşdili‘ndeki lokaline ziyarette bulunmuştur. Bu tarih, 1990’lı yıllarda yapılan bir divan kurulu sonrası kulübün kuruluş günü olarak görülmüş ve bu tarih itibarıyla kuruluş yıl dönümünü 3 Mayıs günü olarak kabul edilmiştir. Atatürk, o günkü ziyaretinde kulübün şeref defterine şunları not düşmüştür: “Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafa mazhar-ı takdir olmuş bulunan asar-ı mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim.”[24]